logo

Depremde Müteahhidin Hukuki Sorumluluğu

Depremde Müteahhidin Hukuki Sorumluluğu

Türkiye, 1. Derece deprem kuşağında yer alan ve büyük ölçekte deprem riskinin söz konusu olduğu bir ülkedir. Ülkemizin yaklaşık %70’lik bir kısmı deprem riskiyle karşı karşıyadır. Böyle bir coğrafyada insanların barınma ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için yapılan binalar depreme dayanıklı olmalıdır.

Alanında uzman mimarlar, inşaat mühendisleri ve jeologlar ile çalışılmalı, depreme dayanıklı binaların yapılmasına ilişkin hukuki düzenlemeler bu kişilerin bilgilerinden faydalanarak tasarlanmalıdır.

Binanın yapımı sırasında depreme dayanıklı olması ve yönetmeliklere uygun olması bakımından müteahhidin belli yükümlülükleri olacaktır. Müteahhitler binanın yapılışında gerekli özenin gösterilmemesinden ve binanın ruhsata aykırı yapılmasından sorumlu olacaktır. Binanın yapımı sırasında gerekli özenin gösterilmesi; kolonların malzeme kalitesinin iyi olması, binanın temel atılarak yapılması, binanın planında gerekli olan malzemelerin eksiksiz şekilde kullanılması, ucuz işçiliğe kaçılmaması gibi örneklendirilebilecektir. Binanın ruhsata aykırı olması kavramı ise İmar Kanunu hükümlerine aykırı yapılan ve bu sebeple yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi alamayan yapılara ruhsatsız yapı denmektedir. Depremden doğan kusurlarda en temel sorumluluk 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Madde 49'da bulunan ';Haksız Fiil'; sorumluluğudur. Bu maddeye göre ';Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.'; Müteahhidin dikkat ve özen borcu kaynağını Türk Borçlar Kanunu Madde 471'den almaktadır. Bu maddeye göre ';Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.';

Müteahhidin hukuki sorumluluğu Borçlar Kanunu'nda düzenlenen ayıp kavramı ile ilişkilidir. Borçlar hukukunda ayıp kavramı, bir malın teslim anında, gerekli özenin gösterilmemesi sonucu, mal üzerinde bulunan kusurların tamamıdır. Ayıplı mal üzerindeki kusurlar teslim anında görülebileceği gibi teslim edildikten sonra da görülebilir. Bunun yanı sıra ayıplı malın kusuru bazen fark edilmeyebilir. Mal üzerinde gözle görülemeyen fakat daha sonra zarara sebep olan ayıba gizli ayıp denmektedir. Kuşkusuz deprem anına kadar üzerinde herhangi bir zarar görülmeyen fakat deprem anında yıkılan binada gizli ayıp söz konusu olacaktır. Depremin çok yüksek şiddetlerde olduğu durumlarda hasar tespit raporu yapılmalı, binanın dayanıklılığı ile depremin şiddeti karşılaştırılmalı, müteahhidin ne kadar sorumlu olacağı tespit edilmelidir. Örneğin çok büyük bir depremde özenli ve yönetmeliklere uygun yapılan bir binanın ufak hasarlar almasında müteahhidin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Müteahhit bu durumda eser sözleşmesi hükümleri gereği kendi üzerine düşen yükümlülükleri gerçekleştirmiştir.

Deprem anında binanın zarar görmesi durumunda yapı malikleri, TBK 475 gereği maliklerin müteahhide karşı belli hakları olacaktır. Eğer deprem sonrası ortaya çıkan kusur giderilebilecek düzeyde ise müteahhitten bu kusurun giderilmesi istenebilecektir. Eğer kusur giderilemeyecek düzeyde ise, örneğin bina tamamen yıkılmışsa, müteahhide ödenen bedelin iadesi istenebilir. Ancak müteahhidin yapımından sorumlu olduğu binada esaslı bir kusur var ise bu durumda malikler sözleşmeden dönebilecektir. Binanın tümüyle yıkılmasında kusur tümüyle müteahhide ait ise, örneğin binanın temel atılmadan yapılması, kolonlarda gerekli malzemelerin kullanılmaması, kalitesiz malzeme kullanılması, arsa içerisinde vermiş oldukları payın veya ödemiş oldukları paranın aynen iadesini talep edebileceklerdir. Ancak deprem sonucu binanın almış olduğu hasar giderilebilecek düzeyde olmasına rağmen binanın bulunduğu zemin üzerinde inşaat yapılması imkansız hale gelmiş olabilir. Bu durumda bina kullanılamaz hale gelecek olsa bile müteahhidin sorumluluğu kusuru ölçüsünde sınırlı kalacaktır. Müteahhidin ayıptan kaynaklı sorumluluğunun zamanaşımı süresi TBK 478'de düzenlenmiştir. ';Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.'; Burada önemli olan kusurun ağır derecede olması durumunda yıkılan binadan kaynaklı olarak zararın tazmininde zamanaşımının 20 yıl olmasıdır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan Kahramanmaraş depreminde de temel kazılmadan yapılan binalar, ruhsata aykırı yapılan binalar, kolonların yapımı sırasında malzemeden çalınan binalar bakımından kuşkusuz ki ağır kusur söz konusu olacaktır.

Haksız fiilden kaynaklı sorumlulukta ise zamanaşımı süresi zararın ortaya çıkmasından itibaren başlayacaktır. Zamanaşımı TBK 72. Maddede düzenlenmiştir. ';Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.'; Yani haksız fiilden kaynaklı tazminat isteminde zamanaşımı süresi zararın ortaya çıkmasından itibaren başlayacağı için binanın teslim tarihinden 20 yıl geçmiş olsa bile haksız fiil hükümlerine göre depremden müteahhidin kusuru nedeniyle zarar gören maliklerin tazminat hakkı olacaktır. Eser sözleşmesi hükümlerinde belirtilen tazminat maddi tazminatı kapsarken haksız fiil hükümlerinde düzenlenen tazminat hem maddi hem manevi tazminatı kapsayacaktır. Depremde müteahhidin kusuru nedeniyle zarar gören maliklere yönelik herhangi bir kanuni düzenleme olmasa bile veya müteahhidin kusuruna yönelik herhangi bir kanuni düzenleme yapılmasa bile yaşadığımız ülkenin büyük bir çoğunluğunun deprem riskiyle karşı karşıya olması nedeniyle müteahhitlerin inşaatlarda gerekli özeni göstermemesi kuşkusuz ahlaka aykırı olarak kabul edilecektir. TBK 49/2 gereği müteahhit yine haksız fiilden kaynaklı olarak tazminat sorumluluğu altında olacaktır. Söz konusu hüküm ';Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.'; şeklindedir.

Bursa Yeniay Avukatlık ve Hukuk Bürosu bugüne kadar vermiş olduğu hukuki danışmanlık hizmetleri ile müvekkillerini başarılı bir şekilde temsil etmiştir. Bursa avukat kadrosuyla inşaat hukuku alanında destek sağlamaktadır.

İnşaat konusundaki anlaşmazlıklarınızın çözümünde Bursa avukat ve online avukat desteği için Bursa Yeniay Avukatlık ve Hukuk Bürosu ile iletişim kurabilirsiniz.

Stj. Av. Alperen Utku YAMAN



Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan tüm eserler Yeniay Hukuk Bürosu'na aittir. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu yer alan hukuki ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan cezai yaptırımlara tabi olurlar.

İletişim Bilgileri


  • 0224 452 31 31
  • 0544 452 31 31
  • ali@yeniayhukuk.com
  • İhsaniye Mah. Can Sok. No:2/1 K.3 D.12 (Yeni Emniyet Binası Karşısı) Nilüfer/BURSA

  • Copyright © 2021 YENİAY HUKUK Tüm Haklar Saklıdır.